Daha eve girdim balkonda aldım soluğu.Küçük müçük balkon işte.Hemen kenardaki sukkulent cinsi kaktüse gözüm takıldı.Fransız kaktüsü imiş.Gerçektende Fransa’dan getirmiş arkadaşı.İnanırım valla,bu sülalenin dünyanın her yerinde bir tanıdıkları vardır.Kuzey kutbundan kardelen bile gelebilir yani.Neyse hemen iki yavru alarak rahatladım.Yapraktan bile ürüyormuş.


Bunlar da çakma çiiçekleri.Çakma makma gözü açıyor değil mi?

Masa kurulmuş.Çıtır gevrekler,ezmeli kanepeler ,bu kurabiyeler ve niceleri.


Kahve keyfi bu şekilde imiş.Nurkan’daki kahve fincanlarını bir yakını Mısır’dan getirdi demiştim ya o yakın Nesrin Abla imiş meğerse.Kendine de bu kupayı getirmiş.

Gümüş örücülüğü bu safhaya gelir mi bilmem artık.Gelirse ben de isterim.

Bu bebeklerin hikayesi hoş.Mahallede yıllar evvel bir arkadaşı varmış N.A.’nın.Aaaa gına geldi Nesrin Abla yazmaktan.Hani hızlı yazan biri olsam neyse.Bunları iki günde yazdım nerdeyse.Neyse ,bu bebekler o arkadaşının annesininmiş.Bizimki her gidişinde onlara hayran hayran bakarmış.Birgün teyze rahmetli olmuş.Bunlar koca kadın olmuş.Arkadaşı tutmuş bu bebekleri Nesrin Abla’ya
getirmemişmi.İşte hikaye bu.Bunu da mı ilginç bulmadınız.

Ya bu bebekler onlar nasıl?Nurkan almış yengesine .

Bu biblolar her yerde var ama burda çok ilginçtir ki yerine çok yakışmışlar.Ayrıca alttaki dantele benzeyen boncukla yapılan örtü bence çok ilginç ve güzel .Siz ne derseniz deyin.Bir arkadaşı hediye etmiş galiba.


Bu minik biblolarda Nesrin_Özcan çiftinin Uzakdoğu gezilerinde Tayland’a uğradıklarında aldıklarındanmış.Bu çift grubun en marjinal çiftidir.Motorla gezerler,sualtı dalışları yaparlar.İlginç bir şekilde tanışmışlar,bir gazetenin evlilik hikayeleriyle ilgili bir yarışmasına katılıp birinci olmuş,ödül kazanmışlar.Hala ilginç değil diyorsanız ben ne diyim artık.