.Gördüğünüz her bal başka bir diyardan.Kasedeki petek haldeki İstanbul’un göbeğinde normal insanların yaşadığı bir bahçeden,Akasya ağaçlarıyla dolu bir bahçeden.Zülfiye’nin bahçesinden.Plastik kavanozdaki Cide’den kestane balı,diğer kavanoz Kars balı.Zülfiye’nin dedesinin ballarından.Arkadaki cam kasedeki balda doping için yapılmış bal ve fındık karışımı bir şey.Babaannesi Bedo belki kilo alır diye hazırladı bu bombayı.Ama ne kadar uğraştıysa da kilo alamıyor benim ergenos.İlerde zaten alırsın diyoruz ama o ille şimdi alacakmışta,vücut çalışacakmış.
.
Kategori arşivi: yemek
Tava böreği…
pazı kavurmalı omlet..
Dukancılarda çare tükenmiyor.Bu diyette protein ağırlıklı beslenme ver.Atak devresindsonra gün aşırı yemeğimize salata ve sebze ekliyoruz.Ah o günler sanki ziyafet var bizim için.Biz derken,ben ,Zülfiye ve komşum Funda.
Bu omleti gün arkadaşım Emine ‘de yedim.Çok güzel yapmıştı,ben onun kadar güzel yapamadım ama değişiklik adına güzeldi.Zaten bir yumurta çifliğiyle anlaşma yapmak lazım,yumurta pahalanırsa bilin ki bizdendir.
Neyse tarife gerek yok,pazıyı haşla,sık,kavrulmuş soğana ekle,baharatlar,üzerine çırplmış yumurta.Hüüüp mideye indir.
ıslak kurabiye..
Bu aralar bu tarifi elimden düşürmüyorum ve inanmayacaksınız ama bir tane bile yemedim.Yediklerime sayıyorum,bir gün bende normal kiloda bir kadın olursam,o zaman bazı günler kaçamaklarda tadına bakarım.Evet yine diyetteyim.Dukan diyetine takılıyorum ,bakalım sadede gelebilecekmiyim.
Neyse tarife geçeyim.
2 yemek kaşığı kakao
125 gr margarin ve ya tereyağ
1 yumurta
1 çay bardağı toz şeker
1 çay bardağı sıvıyağ
1 paket kabartma tozu ve vanilya
Aldığı kadar un…mıncıklamaya başla,ele yapışmayan orta sertlikte bir hamur olacak.Yağlı kağıt serilmiş tepsiye avucunuzda yuvarladığınız kurabiyeleri dizin.Yaklaşık 24 tane çıkıyor bu ölçüden.200 derecede ,kurabiyelerin üzeri çatlayana kadar pişirin.Fırından çıkar çıkmaz önceden hazırlanmış,dolapta iyice soğutulmuş şerbete teker teker batırıp batırıp borcama tepsiye dizin.Kalan şerbeti de üzerlerine gezdirin.Üzerini süsleyebilirsiniz.
Şerbeti; 3 çay bardağı şeker
4 çay bardağı su
Bir kaç damla limon suyu
Bu kurabiyeler akşamdan yapılırsa,şerbeti iyice çekiyor ve daha güzel oluyor.Hadi afiyet olsun.Tarifi kuzenim Sibel’den aldım.Aslında bu tafiri sınıf annemiz Banu’da hüplettik en çok ama tarifi Sibel’den alınca tarif onun olmuş oldu ,ne yapak..
Arka fondaki de Kemalpaşa tatlısı..yarasın paşalara..aman bana yaramasın da.
klasiklerimde değişiklik…
Normalde elmalı turtamı elmaları rendeleyerek ve şekerle pişirerek yaparım,bu şefer biraz tembellik ettim,böyle dilimleyerek yaptım ,fena olmadı ama bir daha böyle yapmam herhalde,eskisi gibi daha güzel oluyordu.Yani,klasiklerden vazgeçmeyelim di mi.
Bu arada benim blogumun adını ilk olarak Elmalı Turta koymak istedim.Çünkü elmalı turta üzerine çok başarılıyımdır,öyle söylerler.Ama bu isimde blog var olduğu için ismimi elmalı kurabiye diye seçtik.Bu hikayeyi de burada anlatmış oldum,yani bu da böyle bir anımdı..
Bu aralar bir kaç blogda bu şekilde makarna işleri görmeye başlayınca bir de ben yapayım dedim.Yaptım oldu.
.
Ah bu komşular…
.Ah bu komşuların ettiğini kimseler etmedi bana.Yok yok kötülük filan eden yok bana,elhamdülüllah sütten ağzım yandığından beri yoğurdu üfleyerek yiyorum.Neyse bir yerlere gönderme yapmayı bir kenara bırak Nuray.Sen yeni komşularına bak.
Neyse bayramda bir biz kalmıştık apartmanda.Herkes memleketine gitmişti.Üst komşum Kayseri’li.Bayram dönüşü elinde bir poşet.İçinde koca bir Kayseri sucuğu,bir paket çemen,bir kutu da pişmaniye.Hayır,pişman değilim.Anlayan anlamıştır.
Ertesi gün evsahipleri geldi Giresun,Şebinkarahisar’dan.Onlar da sağolsun bizi unutmamış.Getirdikleri şeyler biz de bomba etkisi yaptı.Fındıklı ezme diye bir şey vardı ,elde dövülüp ezilmiş fındık ,ilk defa yedik,delirdik,halen onu konuşuyoruz yerli yersiz herkese.Bir de köme denen bir şey vardı,pestil gibi bir şeyin arasına sürülmüş fındıklı karamelize bir şey…mmmmmm yok böyle bir tat.
Şimdi ben ne diyeyim bu komşulara,benim gibi adama böyle şeyler getirilir mi?
menüde ne vardı..
.Bilenler bilir,yemek tarifi yazmayı hiç sevmem.İşte yaptık bir şeyler.Kızlar bu menüyü çok beğendi.Normalde herşey yendikten sonra tatlıya tekrar dönülürdü ama bu sefer tuzluya geri dönüldü.
Yalancı bir mantı yaptım,gördüklerinizden anlayın artık nasıl yaptım,anlayanlar anlamayanlara anlatır sonra.Üzerine sarmısaklı yoğurt,yağ…offf olsa da yesem...
..
.Bu da benim yıllardır yaptığım elmalı turtamın,erikli hali.Elmalı hali de güzeldir ama erikli hali de çoook güzel oldu.Aşağıdaki kekimi biliyorsunuz.Tahinli,cevizli,haşhaşlı bomba kek.
.Tatlı olarak finalde vişne sulu üzeri soslu ağlayan pasta.
Mantının yanında patatesli bir sarma börek.Baharat olarak köri,tatlı kırmızı biber…
Salata olarak patates topları veeee sarmısaklı domates sosu dökülmüş biber,patlıcan ,kabak kızartması….
OOOOOh ne o,kimi kandırıyoruz,dostlar diyette görsün diye kazan gibi yeşil salata .Bu ilk sezon gününde yiyelim,güzelleşim …
Şaka bir yana yine diyettteyim…
Çupra..
Bu geç kalmış bir post.Araya başka yazılar girdi,bunu ihmal ettim.Bu yaz balkondaki barbekünün hakkını verdik.Ramazana kadar her hafta yaktık ateşi.Şipşak şeyler..bir kangal sucuk,biraz çarliston biber,biraz domares ya da bir kaç koçan mısır.Maksat ateşi yakmak.Yenecek bir şeyler elbet bulunur.Her gün baklava börek olacak değil ya.
Ben bir Rize’li olarak her Rize’li gibi hamsi severim.Şöyle kılçıkları alınmış,mısır ununa bulanmış hamsi.Nedense başka balıkta aç kalıyorum,doyamıyorum.Ama bu çupra epey doyurucu idi.
..Tabi ocakbaşında Gökhan usta.İtinayla kızartıyor balıkları.”dur bir resmini çekeyim”dedim.Karizma yerle bir.Benim balkondaki kırmızı terliklerim ayağında imiş meğerse.Ah bir bilse bu resimi koyduğumu,canıma okur.
keyf-i balkon..
Bu aralar balkondan çıkamıyoruz haliyle…bu gördüğünüz kahvaltı sofrası çocuklarla…ben genelde çay gibi şeyler içmem, söğüş salata filan,ya da karpuz-kavun gibi şeyler yerim kahvaltıda sıvı adına.Kışın da portakal yerim.Neyse ben susayım resimler konuşsun..
..
Gökhan’a hiç mani olmuyorum,her akşam yakıyor ateşi.Cezvenin arkasındaki folyoya sarılmış patatesleri farkettiniz mi bilmem?Aklıma gelmişken bu gün pazara gidip mısır alayım ,canım çekti.
…
..
..
Bodrum’dan organik çilek..
Eşim Gökhan iş için yaz aylarında 5-6 kere gider Bodrum’a.Daha bir bodrum papatyası tutup eline getirmiş değildir.Ama geçen gidişinde bir kutu çilek getirdi ki,direk yıkamadan yemeye başladık.Her birini bir pasta gibi düşünün,öyle bir lezzet vardı yani.
Bodrum Ortakent’te isimlerini yazmak istemiyorum,çok tanınmış bir kişinin eşi yetiştiriyormuş.Topraksız tarım dedikleri bir yöntem var,çilek hiç toprağa değmeden ,bir yaygının üzerinde büyüyormuş.Hiç toz,toprak yok,bir yandan topla,bir yandan yut.
Biz o gece bunları hüpletirken,sağolsunlar Bodrum’dan da bize bir koli yola çıkmış.Biraz zarar görmüştüler ama 10 kg çilek,ye ye bitmez.Tabi hemen reçel yaptım.Resim kötü çıkmış ama görmeliydiniz güzelliklerini.Kocaman,kocaman…..
..
..
..
..
..