Kategori arşivi: ev-deko

yatak odası..

Geçenlerde çok sevdiğim,her yazısını merakla beklediğim Zeynep kendi yatak odasını yayınlamıştı,sadeliğin güzelliğini göstermişti bizlere.Onda ne kadar sadelik varsa ,bende o kadar karışıklık be kardeşim.Gerçi odanın hayli büyük olmasından da kaynaklanıyor bu karışıklık.Nerde ne varsa bende,kayınvalidemin kayınvalidesinin dolabı,anneannemin kayınvalidesinin konsolu gibi… Okumaya devam et

modifiye sandalyeler…

.Biliyorsunuz salonda uyumsuz olarak bir sandalyeler kalmıştı.Gerçi masa da hala eski yeşil mobilyalarımdan kalma ayaklarla kullanılıyor ama üzerindeki büyük örtüyle kamufle etmeye çalışıyorum.Bu metodla epey götürür beni,hele ufak tefek ödemelerimi bitireyim,masaya sıra gelir o zaman. Okumaya devam et

40 yıllık emektar…

.Eskiden neredeyse her evde olurdu bu kütüphaneli divan denen eşyadan.Bizde de vardı tabiki.Üst kısmı zaman içinde atıldı ama alt kısmı annemin evinde bir köşede duruyordu.Çoook kereler altındaki baza bölümündeki herşeyi çıkarıp onu kırıp yakmayı planlamışızdır annemle.Amma o alttan çıkardığımız şeyleri malesef koyacak bir yer bulamazdık ve tekrar çıkardıklarımızı yerine yerleştirirdik.

Yıllar geçti ,annem ev değiştirdi ,ev küçük olduğundan bu yadigârı atmaya karar verdi.Nayırrr,nolamaz dedim. Okumaya devam et

Melis’in farfatukaları*…

Son zamanlarda o kadar resim birikti ki sizlerle paylaşmak istediğim ama bir türlü fırsatım olmadı.Hele gün resimleri nasıl da birikti.Bu gün bir yerden başlayayım dedim,geçen ay Çengelköy’de oturan Emine’de idik.İlk olarak kızı Melis’in odasına gözüm takıldı..Her yeri farfatuka ile doldurmuşlar,bir tavan kalmış orayı da halledeceklermiş.

*Bu arada Farfatukanın ne olduğunu anlamışsınızdır,evet kelebek.Biz memlekette yani Rize’de kelebeği böyle ifade ederiz.Ben de espirisine böyle yazdım....Mini mini minişler..sıra sıra dizilmişler..kız odası işte,bizim haydutlarınki nasıl,burası nasıl....Bu güzellik tabi ki Melis.Şu an 11 yaşlarında küçük bir hanım..Abisi Serhat ile aralarında 16 yaş var,anlayın artık evdeki forsunu.Gelelim Emine’den detaylara..bu tabloyu her gördüğümüzde sanki ilk defa görmüşüz gibi her seferinde yeniden hayran oluyoruz,renkle çok güzel değil mi?Bu fotoyu paylaşmayacaktım ama dayanamadım,arkadaşımı ve güzel çocuklarını görmelisiniz.Bu fotoğrafı da ben çekmiştim Melis’in doğumgününde.O güne özel sadece fotoğraf çekimi için gitmiştim.Bu foto işini biraz abarttım galiba.Bu peçeteliklerin hikayesini anlatmıştım daha önce.Çok eskiden bir tanıdıkları yapıp satıyormuş bunları.Melis’in resminin olduğu fotoda vazodaki güllerde aynı yöntemle yapılmış,harikalar.Kızlarla bunlara da bayılırız her seferinde..Emine’nin hayvan figürlerine karşı ilgisi çoktur.Güllü mü ,inekli mi deseniz o inekliyi seçer mesela.Bana sorsalar,bu kadar kaba sabalığıma rağmen güllüyü seçerim,içimdeki gizli Laura Ashley aşkına.

İşte burada da uğurböcekleriyle donatmış bir tabağını,koymuş camın önündeki fiskos köşesine.Son olarak da bu yapay kaktüslerini paylaşıyorum sizlerle.Sadece en dipteki gerçek.

aranıyor…

.Yaaaa arkadaşlar,hani eskiden kömürlüklere annelerimiz eski eşyaları filan koyardı,diyorum şu üstteki yemek masa sandalyesi gibi bir takım kömürlüğe atmış olan var mı????:))

Hemen gelir alırım,kömürlükte kalmasın yazık….ben bunu Kervan’da gördüm,tam istediğim bir şey ama fiatı,uçmuş,uçmuş.

Alttaki yatak ve komodinleri de Üsküdar’daki bit pazarında gördüm,hepsi 1500tl.İyi mi?.

Kafes modası..

Bu aralar bende bir kafes merakıdır gidiyor…Kuşlara meraklı olan kayınpederimin bu kafesine göz koymuştum epeydir.İçindeki kuşlar  gerçek değil,kayınpederim çok istedi kuşla beraber vermek için ama ben yapaylarıyla bu işi götürüyorum..Bunlarda yıllarca bir köşeyi bekleyen mumluklar….Burada gördüğünüz büyük kafes de normal ahşap rengi idi.Hepsini bir gün sprey boya ile beyaza boyadım.Bir kat daha geçilmesi lazım ama bakalım ne zaman hallederim…

İsmini hatırlayamadım,bir blogda görmüştüm,mumluğa kafes monte etmeyi….o blogda da siyah bir mumluğa siyah bir kafes kondurulmuştu,oradan esinlendim yani.Bulursam linkini ekleyeceğim.Benimki nasıl olmuş…

 

..

pembe,beyaz ve çiçekli….

.En sonunda 15 yıldır kullandığım koltuklarımı yeniledim.Bir sürü koltuk baktım,hem fiatları uçmuştu,hem model olarak evdekilerden pek farklı modelleri yoktu.Düşün taşın,en ekonomik yol,eski koltukları koltuk döşemecide döşetmekti.Bakalım beğenecek misiniz.?Berjerlerin kumaşlarını epey bekledim,Englısh home’dan.Ben kendi adıma değdi diyorum.Çok istediğim bir desendi.Bu arada Ümraniye Englısh Home’daki İsmail bey’e,merkezdeki Elif ve Tuba hanımlara çok çok teşekkür ediyorum..Sırada arkadaki tekli koltuk ve puf var,inşaallah onlarda bir kaç ay sonra beyazlayacak.Bir de şu 15 yıllık masadan bir kurtulabilsem.Şimdi böyle deyip ,ne güzel sohbetlere tanıklık eden masamı üzmeyeyim de modası geçti be anam...Bu saati gün arkadaşım Benzegül hediye etti,evimdeki son yenilemelerime çok uyduğu için onu çok sevdim.Yanındaki tabak da rahmetli anneannemin kendi kullandığı tabaklarından,5 yıl evvel Rize’ye gittiğimde almıştım mutfağından.İyi ki de almışım..Halılar da beyaz oldu tabi.Bakalım 3 erkekle bu beyazlama işi nasıl olacak.Ne yapayım kendim ettim,kendim buldum diyeceğim artık.Heee bir de halıcı bu halıları allerjik bünyelere uygun olduğunu ve makineye atılıp yıkanabildiğini söyledi.Büyük olan sığmaz da sehbanın altındaki makineye sığar ama ben bunu yaparmıyım bilmemGerçi bir şey olursa ben burdayım dedi de,ne bileyim..Yukarıdaki çakma dresuar yengem Bendegül abla’nın verdiği Ikea televizyon sehbası.Ben bu amaçla kullanmaya başladım artık.Diyorum ki,boyunu koltukla aynı hizaya getirmek için ayaklarını mı değiştirsem.Ya da böyle mi kalsın.Benim öyle vitrinim filan olmadığından süsümü,püsümü buraya koyayım dedim....

Keremin odası…

Burası da Keram’in odası.Aslında salonu desek daha iyi olur.Evde en küçük oda Bedirhan’ınki.O bile her detayı genişçe aldı ama Kerem’in ki çok fena .Hatta odadını iki bölüme ayırdık.Gardolabını odayı ikiye bölecek şekilde yerleştirdik.Arka tarafta kitaplık ve öbür evde ayakkabı dolabı olarak yaptırdığım 4 kapaklı dolabı koydum.Şimdilerde o dolap daha çok habi dolabı şeklinde kullanılmakta.

Kerem’in çalışma masasını öbür evde iken sipariş vermiştik,ama kısmet bu eve imiş.Çok işlevsel bir dolap yaptırmaya çalıştım.Şimdilik çoğu rafı oyuncaklarla kaplı ama zamanla kitaplarla dolacak.Şu an ortada kalan hiç bir oyuncak,karışıklık yok.Geçende de ikea’dan ray çubuk aldım,kalemlerini ,ıvır zıvırını koysun diye.Oda balkona bakıyor.Oradan da boğaza.Şimdilik camın önünde eski evdeki mutfak masam duruyor.Bu evde mutfak ta küçük bir masa var.Yemek olayını salonda hallediyoruz artık.Pazar kaahvaltıları da Kerem’in odasında.Yaza bu masayı Cide’ye götüreceğiz inşallah,oraya kırmızı bir koltuk almayı düşünüyorum.Bu koca oda Kerem’e fazla gelir.Arada biz de oturalım değil mi?Bu da kitaplığımız.Hemen yanında bahsettiğim dolap var ama gardolap  onu kesiyor .Böylece gözü yormuyor.Bu gördüğünüz puf ,aslında bir koli.Çocukların bazı eşyalarını barındırıyor.Üzerine bir koltuk minderi koyup,bir örtü diktim.Odu sana bir puf.Kerem’in yatağı üzerindeki boş çerçeveye hangi resimi koyacağımıza karar veremedik daha.O eyfel kulesi istiyormuş,ben de” boşver onu,bizim Galata Kulesî’nin ne eksiği var” diyorum.Bu resimlere baktıkça ne günler aklına geliyor insanın.İkisi de büyüdü.Allah hiç bir çocuğun yüzünden gülümsemeyi almasın,benimkilerin de.amin..