Kategori arşivi: anı

bir karalahana sarması hikayesi…


028”Ana gibi yar .Bağdat gibi diyar olmaz”
  diye bir laf vardır,ben ou ana gibi yar,baba gibi diyar diye değiştireyim..Buraya aktarma nedenim arada okuyayım da güleyim,hüzünleneyim gibi duygular..

Ben annemle babamı anlatmaya kalksam buralar dar gelir ,onların fedakarlıklarını,kardeşim ve benim için yapabileceklerini yazsam az kalır.Tabi yaşlandılar,eskisi gibi işlerimize,özel günlerimize koşuşturamıyorlar.Annem özellikle yeni evine taşınalı ,Üsküdar’daki gibi ha deyince gelmiyor,gelemiyor,gelmek istemiyor…artık büyüdüm,iş güç istemiyorum,yeter ki gel,yanımda otur ,muhabbet edelim diyorum,,babamla gelin kalın,gündüz gezelim,gece elişi yapalım diyorum,yok gelmiyor…

Babama gelince benim evimin 7-24 ustası,…marangoz,elektrikçi,sifoncu:),rafçı,kornişçi…yazmakla bitmez…diğer yanda yumuşak huyu,her dediğimizi yapması..eşimin deyimiyle ameliyatla sinirleri alınmış bir laz adam…

Neyse mahallede komşular günümüz var,bana sıra geldiğinde annemden etli kara lahana sarması istiyordum,gün yaklaştı,..yapamam dedi..eskisi gibi değilim dedi,gel bizde yapalım dedim,yapamam dedi..neyse oldu dedim.Tabi dayanamamış ,yapmış,gelin alın dedi pazar günü.Gökhan o gün çalıştığı için gidip alamadık.Kısmet değilmiş anne dedim,alamayacağım dedim pazar akşamı,pazartesi sabahı belki babanla yollarım dedi…neyse işlere dalmış gidiyordum,saat akşamüstü 4-5…kapı çaldı,annem…nefes nefese…içeri gel…gelmem…niye getirdin ,kalsaydı,niye yoruldun bu kadar….babana kizdum,çiktum,celdum…eeee o niye getirmedi… hem yapacağuk,hem eleteceğuk,pirakun bu işleri dedi….

Hikaye böyle…pirakun bu işleri diyen adam ,bu kız için ne işler yapmış bilmesem…helal olsun,biraz sinirlensin…kesin annem onu çıldırtmışştır da ,o da gitmiyorum demiştir,yoksa canım babam koca kazan olsa getirir..annem yorulmuş tabi…içeri de girmedi,namazı geçer miş,Üsküdar’da akşam namazını kılıp ,hapsi(hamsi) alıp eve gidecekmiş…

Allah herkesin anne babasına hayırlı,sağlıklı,uzun ömürler versin,başlarından eksik etmesin…bir gün yaşanacak şeyler var,Allah gecinden versin..böyle güzel anılarla anılan anne babam olduğu için Allahıma şükürler olsun…

Umarım sıkılmadınız..

Köyden gelenler..

.      Yaklaşık 20 gün evvel eşimin anneannesini kaybettik.Çok şeyler atlatmış olduğundan hiç beklemiyorduk,hastanede yatıyordu,kırılan ayağı için verilen ameliyat günü vefat ettiği gündü.Allah rahmet eylesin,çok pozitif biriydi.Sürekli gülerdi.Şakalarıyla bizi güldürürdü,çocuklarımla çok iyi anlaşırdı,çocuklar ortadan kaybolduğunda onun odasında kakara kikiri halinde bulurduk.

Şimdi bu ölüm haberinin bu görsellerle ne ilgisi var diyeceksiniz.Evliliğimin ilk yıllarında anneanne tabi daha dinçti.Yaz aylarında Cide’de bağ bahçe yapardı,neler neler yetiştirirdi.O demek köyden gelen kestane,ceviz,fasülye,elma,erük( o öyle derdi) demek ti…Sağlığındaki bereketi,cenazesinde köye götürüldüğünde de verdi bize. Okumaya devam et

İlk diploma…

.Bedo yani Bedirhan büyüdü de dün akşam ilk diplomasını aldı.Okulumuzda ahım şahım bir organize olmadı,her yer öyle güzel güzel süslenmedi,müdürümüz,öğretmenlerimiz öyle güzel güzel konuşlamalar yapmadılar ama olsunnnn derler ya…yine de çok güzel bir akşamüstü geçirdik.Anasınıfı ile birlikte 9 yıldır elimizin altında olan çocuklar..onları öyle kocaman kızlar,kocaman delikanlılar halinde görmek çok duygulandırdı beni.Öyle görüntüde duygusal bir insan değilim,hattta duygularını gösterecek bir yapım da yoktur ama böyle etkinliklerde içimde bir şeyler burkuluyor,bir şeyler hopluyor.. Okumaya devam et

elif ana,ayşe kız…

Bu başlıkta nerden çıktı diyorsunuz değil mi?Bu TRT’de yayınlanmış eski bir dram filmdi benim hatırladığım.Bir anne ile minik kızının hayata karşı gösterdikleri ayakta durma mücadeleleri…annenin adı Ayşe idi de ,sanki anne gibi davranan kızı Elif’ti de.Onun için ELif ana-Ayşe kız denmişti de…öyle bir şeyler hatırlıyorum.Demek içimde bir yer etmiş bu film,yıllardır unutamam.Tabiii ,elbet bir yerden çıkmıştır bu post,o da bende saklı kalsın.

    Bu hafta sınıftan bir veli arkadaşımda toplandık.Sevgili  arkadaşım Ayşegül güler yüzüyle bizi çok güzel ağırladı.Herkes otururken ben onun marifetlerini resimlemekle meşguldüm.Yaptıklarıyla daha kapıda karlılaşıyoruz.Bu kapı süsü çok şık olmuş...Aşağıdaki göreceğiniz resimler ne kadar uğraştıysam da istediğim gibi çıkmadı.Camdan dolayı resimler hep parladı.Yine de yapılan elişlerinin güzelliği,emeği belli oluyordur.Diğer  tepsi haline getirilmiş güzelliklere bir bakar mısınız?Ben krem rengi olana bayıldım,nasıl bir emek..maşaallah diyeyim.Pembe çiçekli de pembe olduğu için bende ayrı bir yer etti ama ille de krem rengi olanı.Güzeller güzeli kızı Elif ,iyi günlerde kullansın inşallah....Aşağıdaki cüzdan ve çiçek yastık,iğnedanlık çalışmamı Elif’e getirdim gelirken.İnşallah beğenmiştir.....Sırf birşeyler yememek için arkadaşa geç gittim.Şu sahne beni yıkan sahne idi.Yok ,yemedim vallahi.Öyle resmini çektim,içime çeker gibi.       Bizin sınıfın toplantılarının çok şirin bir maskotu var.Bu küçük hanımın adı DamlaNur.Artık kol,bacak ,yanak…yiyoruz bu pamuk şekeri.O da biliyor onu nasıl sevdiğimizi,bir cilveler,bir şekerlikler..öldürüyor bizi.O gün de ne şirinlikler yaptı.Bulduğu her takıyı,aksesuarı,çantayı taktı takıştırdı.Daha 1,5 yaşında,giyimdeki uyuma bir bakın.Koltuğu bile uydurmuş artık.Ne diyelim,maşaallahh..

Ciciannemin mendilleri…

Nerden başlayayım bilemedim.Szin cicianneniz var mı? Cicianne nedir?Nasıl seçilir?Yoksa onlar seçilmiş insanlar mıdır?Bak şimdi gözlerim doldu.Benim ciciannem bir İstanbul hanımefendisiydi,çok iyi kalpliydi,kendi torunlarından bile özeldik onun için.Murat ve ben onu çok severdik.Ciciannem,ciciannem,ciciannem…hep onu anardık.Hele ondan evvel rahmetli olan eşi Ali dede.O da çok tatlıydı.

Anlaşıldığı üzere ciciannem rahmetli oldu.5 sene olacak.İnsan unutamıyor.Yakınımızda otururdu,hep annemle onun yanına giderdik,hep elişi yapardı.Parmaklarında çok güzel yüzükler olurdu,yatakları fistolu çarşaflı,hep döpyes giyerdi.

Evlendim,koca kadın oldum ,evime gelirdi,çocuklarımı severdi.Üsküdar’a anneme gittiğimde çocukları alıp ona giderdim.Geleceğimi tahmin edermiş,hafta başından bir kâseye yığınla bozuk para biriktirirdi,çocuklara verirdi.Hatta öyle çok olurdu ki bu paralar,bazen çocukların ihtiyaçlarını bile alırdım.Kerem 3 yaşlarında filandı,ceplerini doldururdu. Evettt,konu nerelere geldi.Canım ciciannem,ismi gibi Nadire.Yoktu onun gibi bir cicianne.

Resimlerde gördüğünüz mendilleri bayramlarda içine harçlık koyarak verirdi ciciannem.Yıllarca biriktirdim.Kaybolanlar da vardır kesin.Ne güzel mendiller değil mi?Kat izi olmuş,yıllarca saklarım onları.Bu gün tek tek ütüledim,yan yana dizdim.

Ah,hele annem görse şimdi bunları,şarıl şarıl başlar ağlamaya.Ben 3 yaşındayken İstanbul’a geldiğinde her şeyi Nadire ablasından öğrendi ne de olsa....     Şuna bakın Vakko markalı mendil bile vermiş bana sosyetik ciciannem.Bayılırdı zaten şatafata,lükse.

Ben şimdiye kadar kimsenin ciciannesi olmaya talip olmadım,çünkü cicianne olmak çok özel bir şeydir herhalde.Konunun sonunu getiremiyorum bir türlü,ciciannem anlatmakla bitmiyor .Allah rahmet eylesin,mekânın cennet olsun inşallah cicianneciğim.…    Mendillerin arasında ilkokul öğretmenim Hayriye Kızılırmak hanımefendinin 5.sınıf müsameresinde bizlere dağıttığı mendili de buldum.29 yıl olmuş.