çiçekli,çiçeksiz …bahçeden haberler..

.Hangi çiçeğimizi çekipte göstereyim  bilemedim,bahçe tam şov yapıyor…gazanyalar renk renk….Yukarıdaki çiçeği bilmeyeniniz için yazayım,ezan çiçeği…ezan vakti titreye titreye açmıyor mu,Allahım sen büyüksün demekten başka bir şey diyemiyorsunuz.Koca koca çiçekler…bazen bahçede olduğumda bir işe dalıyorum,o arada ezan vakti olmuş meğer,döndüğümde bir bakıyorum koca sarı bir ağaç gibi olmuş,şaşırıyorum...Benim başım kel mi,benim begonvilim olmaz mı…geçen seneden,koruya koruya canım çıktı,şu an keyfi yerinde,bu yıl olduğu yerde korumaya çalışacağım,alışmalı,koca saksı nereye kaldıracaksın,alışmalı…..Petunyalar yine patlamış durumda zaten,kendi kendilerine çıkmış bunlarda,geçen seneden tohum düşmüş herhalde..Bu böğürtlenler kayınvalidemden,bu yıl akıllanmış,olanları hemen topluyor,reçel yapacak..Fırıldaklarım yeni,işim gücüm fır fır bilen bilir….
.

Zinya çiçeğim amazon modeli,kocaman kocaman…
.Yukarıdaki çiçek phlox.Taaaa 3 yıl evvel Cide’den getirmiştim,sahibinden Allahın emriyle istemiştim resmen.Bohça bile hazırlamıştım.Pembesi de vardı ama o kaybolmuş gitmiş toprakta,bu yıl yeniden mi çalsam kapılarını acaba diyorum.Kokusunu duysanız mest olursunuz resmen..Bir de bahçe işleri var tabi.Bu yıl çekirdekten yetiştirdiğim domatesler (organik pembe domates ama Çanakkale domatesi soyundan olanlardan),resmen ağaç oldu.Bir posta annemdeki orta boy sırıkları getirmiştim ama boşa yorulmuşum,çünkü boyları bir süre sonra çok çok yetersiz kaldı.Ne yapayım derken,Üsküdar’da anneannemin evinin karşısındaki bahçede koca ıhlamur ağacı budanmış,ev yapılacak diye keseceklermiş,annem çağırdı,gel bir sürü sırık var diye…kalkar gidersin,annem pat küt en uzunları ayarlar,arabaya koyar bağlarsın….akşam Gökhan fotolarda görünce…”iyiki polis çevirmemiş seni”dedi.Dedim ”bilmiyordum memur bey,köyden yeni geldim ”derim dedim…”dersin vallla ”dedi.

 .Neyse bende bir sevinç ,bir sevinç.Sırık meselesi halloldu diye..Bahçe katına taşınan bayanla da bu konuda iyi anlaştık.Kendini hiperaktif olarak tanımlıyor,gerçekten de öyle ,ben yoruldum,o yorulmadı.Ertesi gün karın kaslarım nasıl ağrımış,sırık saplayacağız diye…

Gördüğünüz balta da benim…taaaaa Bedo küçükken almıştık.O zamanlar böyle işlerimiz de yok,ama ilgi duymuşuz işte…çok işe yarıyor,ağzı filan çok iyi,hemencecik sopaların uçlarını sivrilttim.
.

.
Bu arada pepinomuz da var.Geçen seneden.İlk meyvesini gördük.Üzerinde bir çok çiçek var,merakla bekliyoruz.

Heeee…..bahçemizde zeytin ağacımız da var,bunu biliyor muydunuz.?Zamanı gelince bir bilene sorulacak,ne yapmalı,ne etmeli diye…

Aşağıdaki karede bu sabahki hasatımızı görmektesiniz.Allah bereket versin…

çiçekli,çiçeksiz …bahçeden haberler..” hakkında 4 yorum

  1. ferideco

    Ne kadar şanslısın Nuraycım,deli oldum her bir yeşilliğine, çok güzeller ne kadar da ii etmişsin sırıklar falan sen büyük bir işe kalkışmışsın ama deyecek belli,bahçenin toprağı çok verimli ve bitkilerde seviyorken değerlendir Nuraycım,fırıldaklarında sanki evinde renk yokmuş ta gibi geldi bana ama tipik bir Karadenizlisin:))) geçenlerde bir belgesel programında Karadenizli mucit bir amca evine aldığı tüm plastik şişeleri atmamış ve evinin her yerine fırıldak doldurmuş, her biri ayrı bir dönüyor ve fırıldaklardan evi görünmüyordu fırıldak sevgini öğrenince gülmedim değil ne yapayım,Bu arada hayırlı Ramazanlar canım

    Cevapla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.