Hafta sonu Benzegül’deydik demiştim ya,penceresinden bu manzara görülüyor.Kuzguncuğun üzerinde Nakkaştepe’ye yakın bir yer.Karşısında eski bir rum mezarlığı.Yanında uzanan irili ufaklı gecekondu tarzı evler.Bir zamanlar seyrettiğimiz ”Ekmek Teknesi”isimli dizinin geçtiği bazı yerler buraları.Neyse bayıldım,o pencere önlerindeki teknekelere diklilmiş sardunyalara.Hayal kurdum ,oralarda ….kapıları süpürmeyi,kiremitleri aktarmayı,huzur olsun yeter,nohut oda bakla sofa derler ya.Yeter ki gönlün zengin olsun..
Benzegül kuş balık gibi bilimum hayvan beslemelere başlamış,hadi hayırlısı.Balıkları doğurttuğu özel odası bile var akvaryumunda,ne detaylar,ne detaylar,anlat anlat bitiremedi.İşte bazısı çiçekle,bazısı kuşla,balıkla kafayı sıyırıyor belli bir yaştan sonra.
Bunlar da begonyaları.Bu arada resmini çekmeyi unuttuğum ,hani bende pis kokulu kaktüs diye yazılı olan bir çiçek vardı onda.Ondan bayağı bir kök aldım.Zülfiye’ye filan verdim,benim gibi pis koksunlar diye..çok kötüyüm ben.
Ben doğma büyüme Kuzguncuk'luyum biliyor musun? Hayatımın ilk 15 yılı o en güzel semtte geçti ve bunun için hala şükrederim, harika bir çocukluktu. Ekmek Tekne'sinden önce Perihan Abla vardı, işte ben sokakta doğdum, büyüdüm 😉
Oooo desene bir yerlerden rüzgarımız karışmış zaten.Bu ara eşime tutturdum zaten bir gün şöyle Kuzguncuğun sokaklarında dolaşalım diye ama fırsat bulamıyoruz.Bende çok seviyorum orayı.Benimde bekar hayatım Üsküdar-Sultantepe'de geçti.Eşimde doğma büyüme Beylerbeyli.
Oooo desene bir yerlerden rüzgarımız karışmış zaten.Bu ara eşime tutturdum zaten bir gün şöyle Kuzguncuğun sokaklarında dolaşalım diye ama fırsat bulamıyoruz.Bende çok seviyorum orayı.Benimde bekar hayatım Üsküdar-Sultantepe'de geçti.Eşimde doğma büyüme Beylerbeyli.